Eskş tarih 2 müfredatında yer alan yeni tarih 2 müfredatında ise sadece merkezi otoritenin zayıflaması çerçevesinde yer alan konunun geniş özetini aşağıdan okuyabilirsiniz.
A. OSMANLI DEVLETİ’NİN DURAKLAMA NEDENLERİ
Osmanlı Devleti’nin Duraklama Devri’ne girmesinde etkili olan faktörler iç ve dış nedenlerden oluşmuştur.
I. İÇ NEDENLER
a. Merkez Yönetiminin Bozulması
- 1. Yönetim Mekanizmasındaki Bozulma:
- Padişahların çocuk yaşta başa geçmeleri ve devleti yönetecek durumda olmamaları. (IV. Murat 8 yaşında, I.Ahmet ve II. Osman 14 yaşında padişah oldu.)
- Yönetimde valide sultanların söz sahibi olmaya başlamaları ve saray kadınları arasındaki rekabetten dolayı yönetim mekanizmasının zarar görmesi. (Kösem Sultan, Turhan Sultan)
- Padişahların ordunun başında savaşa katılmayarak ordu üzerindeki moral, kuvvet ve nüfuzlarını kaybetmeleri.
- Osmanlı Devleti’nin veraset yönetimi Duraklama Devrinde değişikliğe uğradı. Osmanlı klasik devrinde farklı olarak, l. Ahmet zamanında (1603–1317) padişahlığın babadan oğla değil, Osmanlı hanedanı içinde “ekber-i erşed” yani en büyük ve en akıllısına geçmesi esası benimsenmiştir. Bu sistemin kabulünden sonra şehzadelerin sancağa çıkma usulü kaldırılmış, onun yerine kafes usulü getirilmiştir. Sancağa çıkma usulünün kaldırılmasıyla şehzadeler saraya hapsedilmiş, yönetim konusunda tecrübe kazanmadan padişah olmuşlardır. Ülke meselelerinden bihaber padişah oldular. Bazılarında psikolojik sorunlar dahi görülmüştür. (I.İbrahim gibi)
v Sancağa çıktıktan sonra hükümdar olan son padişah III. Mehmet’tir. Kafesten tahta çıkan ilk hükümdar da l. Ahmet’tir.
v Sancaklara gönderilme usulünü getiren padişah Fatih Sultan Mehmet, bu usulü kaldıran ise I.Ahmet’tir.
{OSMANLI VERASET SİSTEMİDEKİ DEĞİŞMELER:
* Osman ve Orhan Beyler zamanında ülke hükümdar ailesinin ortak malı idi.
* I.Murat'tan itibaren ülke sadece padişah ve oğullarının sayıldı.
* Fatih Sultan Mehmet en güçlü olanın tahta geçme anlayışını getirdi. (Kardeş katliyle amaç ülkenin birliğini sağlayarak bölünmesini önlemek ve en güçlü olanın başa geçmesini sağlamaktı.)
* I. Ahmet(Duraklama Devri) döneminde yapılan değişiklikle Osmanlı Hanedanı içinde en yaşlı ve akıllı olanın (EKBER ve ERŞED) padişah olması esası benimsendi.}
SORU: Lala nedir? Selçuklulardaki benzerinin adı nedir?
- Padişah ve devlet adamlarının ülke meseleleri dışında gereksiz işlerle uğraşmaları.
- Padişah ve devlet adamlarının sık sık değişmesi yönetim istikrarının sağlanamaması. ( Kuruluştan XVI. yy. a kadar Osmanlı da 55 sadrazam göreve gelirken XVI. yy. da 61 kişi bu göreve gelmiştir.)
SORU: Kuruluş ve yükselme devrindeki padişah sayısının yıla oranı ile duraklama devrinde ki padişah sayısının yıla oranını hesaplayınız.
- İlmiye sınıfının bozulması ile padişah ve devlet adamlarının mükemmel yetişmesinin engellenmesi.
SORU: Osmanlı’da devlet adamı yetiştiren okula ne ad verilir?
- Devlet kademelerine getirilecek görevlilerin ehil insanlardan değil iltimasla atanması.
c) Ordu ve Donanmanın Bozulması(Seyfiyenin Bozulması):
- Devşirme Sisteminin Bozulması: Bu dönemde Kanun-u Kadim’e aykırı olarak Yeniçeri Ocağı’na rast gele kişiler alındı. Yeniçerilerin sayısı artarken değerleri azaldı. III. Murat oğullarının sünnet düğününde halkı eğlendiren bazı Hıristiyan hokkabaz ve cambazları Yeniçeri Ağası Ferhat Ağanın karşı çıkmasına rağmen ocağa aldı. Böylece o zamana kadar uygulanan devşirme sistemi bozuldu. Devşirme sisteminin uygulanmaması sonucunda askerlikle ilgisi olmayan kişiler ocağa girmiş ve ocağın disiplini bozulmuştu.
v Devşirme sistemini ilk defa I. Murat oluşturmuştur.
SORU: Kanun-u Kadim kuralları nelerdir?
- Yeniçeri İsyanlarının Artması: Özellikle XVII. yüzyılda yeniçeriler sık sık ayaklanarak ülkede askeri diktatörlük kurdular. Çıkardıkları isyanlarla istediklerini yaptırmaya başladılar. II. Osman’ın öldürülmesinden sonra etkilerini gittikçe artırdılar. Bu dönemden itibaren “Ocak devlet içindir” anlayışının yerine “Devlet ocak içindir” anlayışı aldı. Bu durum II. Mahmut devrinde Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasına kadar devam etti.
- Eyalet Askerlerinin Öneminin Azalması: Kapıkulu askerlerinin bozulduğu sırada eyalet askerleri de tımarlarının dağıtılmasındaki adaletsizlik ve haksızlık yüzünden eski güçlerini kaybettiler. Dirlikler beylerine, sancak beylerine ve savaşçı eyalet sipahilerine verilmesi gerekirken askerlikle ilgisi olmayan saray mensuplarına ya da para bulmak amacıyla mültezimlere veriliyordu. Dirlik sahipleri dirliklerinin bulunduğu sancaklarda oturmuyorlardı.
- Osmanlı Donanmasının Bozulması: Osmanlı donanması Barbaros Hayreddin Paşa’nın vefatından sonra yerine denizci olmayan Sokullu Mehmet Paşa’nın tayin edilmesiyle XVI. yüzyılın ikinci yarısında bozulmaya başladı. Bundan sonra da denizcilikle ilgili olmayan kişiler donanmanın başına getirildi. Girit’in fethinden sonra da donanmaya önem verilmedi.
- Askerlik Konusunda Avrupa’daki Gelişmelerin Takip Edilmemesi: Avrupa’da XV. ve XVI. yüzyıllarda ordu ve donanma konusunda önemli gelişmeler meydana geldi. Bu gelişmeler sonraki dönemlerde de devam etti. Osmanlı Devleti ise XVIII. yüzyıla kadar bu gelişmelerden habersiz kaldı.
- Padişahların ordunun başında sefere katılmaması.
XVI. yüzyılda tımarlı sipahilerin sayısı 140 bin kişi iken XVII. yüzyılda bu sayı yetmiş bine düşmüştü. Bütün bunlar Osmanlı Devleti'nin hem askeri kuvvetten mahrum kalmasına, hem de imparatorluk ekonomisinin temeli olan tarım ve hayvancılığın gerilemesine neden olmuştur.
Tımarların ( Dirlik topraklar) dağıtımındaki adaletsizlik Tımarlı ordusunun bozulmasına, Tımarlı sipahilerin sayısının azalmasına, buna karşılık devletin daha fazla maaşlı asker(kapıkulu) almasına sebep oldu.
AÇIKLAMA: Bu durum sadece ordunun bozulmasına değil, ekonomik, sosyal ve idari alanda bir problemin doğmasına sebep olmuştur.
d) Eğitim Sisteminin Bozulması (İlmiye Sınıfının Bozulması)
- Osmanlı da eğitim sisteminin temelini oluşturan medreselerde verilen eğitimin çağın gerisinde kalması. (Pozitif bilimlerin medrese programlarından çıkarılması ve Osmanlı ulemasının Avrupa’daki gelişmelerin gerisinde kalması.)
- Beşik ulemalığının ortaya çıkması. (Bazı kişilerin yeni doğmuş çocuklarına “müderrislik” payesi verildi. Böylece “beşik uleması” denilen yeni bir sınıf ortaya çıktı. Rüşvet ve iltimas o derece yaygınlaştı ki III. Murat’ın ve daha sonra oğlu III. Mehmet’in hocasının oğlu henüz küçük yaşta Mekke kadısı, arkasından İstanbul kadısı tayin edildi. Bu çocuk iki ay sonra Anadolu Kazaskeri olduğunda henüz yirmi dokuz yaşındaydı. Diğer oğlu ise yirmi beş yaşında İstanbul kadısı oldu.)
- Rüşvet ve iltimas yolu ile pek çok kişinin bilimsel unvanlar alması ve bu sebeple eğitim kalitesinin düşmesi.
e) Ekonomik Durumun Bozulması:
Duraklama devrinde maliye bozuldu ve gelir kaynakları azaldı. Masraflar ise giderek arttı. Bu durumun ortaya çıkmasında şunlar etkili oldu:
- Savaşlarda elde edilen ganimetlerin, yabancı devletlerin verdikleri vergilerin ve hediyelerin azalması.
- XVII. yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve genellikle yenilgiyle sonuçlanmasının savaş masraflarını arttırması.
- Saray masraflarının artması (Örneğin Kanuni zamanında beş milyon akçe olan sarayın mutfak masrafı III. Murat devrinde yirmi bir milyon akçeyi bulmuştur.)
- Sık sık padişah değişikliği yüzünden, ödenen cülus bahşişlerinin artması.
SORU: Cülus bahşişi nedir?
- Kapıkulu askerlerinin sayısının artması ile sipahi ve yeniçerilere ödenen maaşların artması ve hazineye getirdiği yük.
SORU: Yeniçerilere 3 ayda bir ödenen maaşa ne ad verilir?
- Kapitülasyonlar yüzünden gümrük gelirlerinin azalması.
- Savaşların uzun sürmesi, güvenliğin bozulması, tımarların iyi yönetilememesi yüzünden toprak gelirlerinin azalması.
- İpek ve Baharat Yolunun önemini kaybetmesiyle gelir kaynaklarının azalması.
- Avrupalıların sömürge yoluyla elde ettikleri gelirler altın ve gümüş miktarını arttırdı. Bu durum Osmanlı parasının değerinin düşmesine neden olmuştur.
- Osmanlı Devleti’nin ihtişamına paralel olarak ülkede lüks ve israfın artması.
- Venedik ve Fransa’ya verilen kapitülasyonlardan sonra İngiltere ve Hollanda’ya kapitülasyon verilmesi.
f) Toplum Yapısının Bozulması
Duraklamanın en önemli nedenlerinden biri de XVII. yüzyılda doruk noktasına ulaşan Celâli İsyanlarıdır. Çıkan isyanlar sonunda halk büyük zararlara uğramış, isyanların yoğunlaştığı yerlerde hayat çekilmez bir hal almıştır.
Tarım ve hayvancılık zarara uğrayınca önemli bir geçim kaynağı gelir getirmez olmuştur. Nüfusun hızla artması ile de Anadolu ve Rumeli topraklarında başıboş dolaşan binlerce insan ortaya çıkmıştır. İç isyanların bastırılmasında kullanılan yöntemler de halkla devlet arasındaki güveni sarstı. Bütün bunlarla ahlâki, kültürel ve ekonomik açıdan bozukluklar giderek yaygınlaştı.
II. DIŞ NEDENLER
a. İmparatorluğun Doğal Sınırlara Ulaşması: Osmanlı İmparatorluğu XVI. yüzyılın sonunda 20 milyon kilometre kareye ulaşan genişliğe ve 100 milyona yaklaşan bir nüfûsa sahip olmuştu. Osmanlı impatorluğu bu dönemde çok kuvvetli devletlerle sınır olmuş, büyük denizlere ve çöllere kadar olan ülkeleri ele geçirmiştir. Bu durum devletin ilerleme imkânlarını sona erdirmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun sınırları doğuda İran dağları, Azerbaycan ve Hazar Denizi’ne, Umman Denizinden Habeşistan’a ve oradan da büyük Sahra ve Fas’a uzanmıştır. Kuzeyde bütün Karadeniz kıyıları, Kırım yarımadası, Ukrayna stepleri ve Macaristan’ın büyük kısmı ele geçirilmiş, batıda ise sınır Adriyatik ve Yunan Denizi’ne ulaşmıştı.
Osmanlı imparatorluğu güneyde Büyük Sahra ve Hint Okyanusu’nu aşamamış, doğuda İran Dağları doğal sınır oluşturmuş ve Safevi Devleti Osmanlı ilerlemesini durdurmuştur. Batıda Osmanlı’nın karşısına Avusturya, Lehistan, Venedik ve Roma Germen imparatorluğu çıkmıştır. Duraklama Devrinde doğuda ve batıda uzun süren savaşlara girilmiş ve bu savaşlarda doğru dürüst kazanç elde edilmemiştir. Kuzeyde gittikçe güçlenen Rusya’da önemli bir problem oluşturmuştur.
b. Avrupalıların Osmanlı Devleti’ne Karşı Olan Durumları: Osmanlılar Rumeli’ye ayak bastıkları andan itibaren Avrupa Hıristiyan dünyasının tepkisiyle karşılaştılar. Zaman zaman ittifaklar kurarak Osmanlıların karşısına çıkan Avrupa orduları ilerleyişi durdurmak istedilerse de başarılı olamadılar. Balkanlarda bulunan krallıklar Osmanlı ilerlemesini durduracak güçte olmamalarına karşılık XVI. yüzyıl Avrupa’nın güçlü devletleriyle mücadeleler başladı. Osmanlı ilerleyişinin hızı kesilince Avrupalılar büyük saldırılara başladılar.
c. Avrupalıların Bilim ve Teknikte ilerlemeleri: Avrupalılar Rönesans ve Reform hareketleri sonunda gelişmelerini engelleyen faktörleri ortadan kaldırdılar. Bilim ve teknik sahasında önemli gelişmeler gösterdiler. Avrupa bu gelişmelerle ekonomi ve teknik sahasında çok güçlendi, fikir hayatı gelişti. Askeri bakımdan büyük ordular kuruldu, yeni silahlar yapıldı. Denizcilik sahasında önemli ilerlemeler meydana geldi.
Buna karşılık Osmanlı Devlet teşkilatı bozulmuş, ordunun gücü ortadan kalkmış, bilim ve teknik alanlarında ise önemli bir ilerleme meydana gelmemiştir.
d. Avrupalıların Coğrafya Keşiflerini Gerçekleştirmeleri: Avrupalılar XV. yüzyıl sonlarında ve XVI. yüzyılda coğrafya keşiflerini yaptılar. Keşfettikleri yerlerin değerli madenlerini Avrupa’ya taşıyarak sömürgeciliğe başladılar. Bu durum Avrupa’nın zenginleşmesine ve sanayi için gerekli sermayeyi elde etmelerine neden oldu.
Yeni ticaret yollarının bulunmasıyla da Avrupalılar kendilerine gerekli mallan doğrudan almaya başladılar, İslâm ülkelerinin aracılığına ihtiyaç duymadılar. Bu durum başta Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere İslâm Dünyasının gümrük gelirlerinden mahrum kalmasına, dolayısıyla fakirleşmesine neden oldu.
Bütün bu nedenlerle Osmanlı Devleti “Duraklama Devri” ne girdi.